Mide Kanseri ve Helicobacter Pylori: Farkındalık Zamanı

Mide kanserinin en önemli etkenlerinden biri olarak kabul edilen Helicobacter pylori, dünya genelinde milyonlarca insana zarar veren bir bakteri olarak dikkat çekiyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, bu bakterinin artık bir enfeksiyon hastalığı olarak değerlendirildiğini ve tespit edildiğinde mutlaka yok edilmesi gerektiğini vurguladı. Dünya Sağlık Örgütü’nün de bu konudaki yaklaşımını güncellediğine dikkat çeken Ergün, “Helicobacter pylori, mide kanseri riskini artıran önlenebilir bir faktördür,” dedi.

Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan hazımsızlık, iştah kaybı ve mide ekşimesi gibi belirtiler genellikle yanlış beslenme veya stres gibi durumlarla ilişkilendirilerek göz ardı edilebiliyor. Ancak, Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi’nden Prof. Dr. Ergün, bu masum görünen belirtilerin mide kanserinin ilk işaretleri olabileceğine dikkat çekiyor.

Mide Kanserinin Belirtileri ve Geç Tanı Sorunu

Dünyada en sık rastlanan dördüncü kanser türü olan mide kanseri, belirtilerinin diğer gastrointestinal sorunlarla benzerlik göstermesi nedeniyle geç teşhis edilebiliyor. Prof. Dr. Ergün, “Mide kanseri, bağırsak kanserinden sonra en sık görülen gastrointestinal kanser türüdür. Genellikle geç fark edildiği için ileri evrelerde tanı konulmaktadır. Ancak erken tanı ile tümörün diğer organlara yayılmadan tedavi edilmesi mümkündür,” diye belirtti. Bu sayede hastaların yaşam beklentisinin de arttığını ekledi.

Gelişmekte Olan Ülkelerde Yüksek Risk

Prof. Dr. Ergün, Helicobacter pylori enfeksiyonunun mide kanseri üzerindeki etkisine dikkat çekerek, bu bakterinin gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak görüldüğünü belirtti. “Gelişmiş ülkelerde bu bakterinin görülme oranı %10-30 iken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran %70-80’lere çıkmaktadır. Bu nedenle, bu bölgelerde mide kanseri riski daha yüksektir,” dedi.

Beslenme Alışkanlıklarının Rolü

Mide kanseri ile beslenme alışkanlıkları arasında sıkı bir ilişki olduğunu ifade eden Ergün, Türkiye’de bu kanserin sıklığının Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde daha yaygın olduğunu belirtti. “Sigara kullanımı, aşırı sıcak içecekler ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, mide ve yemek borusu kanserlerinin görülme oranlarını artırmaktadır. Ayrıca, yağlı ve işlenmiş gıdalar tüketimi de önemli bir risk faktörüdür,” diye ekledi.

Aile Geçmişinin Önemi

Ailesinde mide, kalın bağırsak kanseri öyküsü olan bireylerin tarama testlerine daha erken başlaması gerektiğini vurgulayan Ergün, “Toplumda Helicobacter pylori yaygın olsa da, hastalığın ortaya çıkmasında diyet ve beslenme faktörleri de önemli bir rol oynar. Ailede mide kanseri öyküsü yoksa ve sağlıklı bir diyet uygulanıyorsa, bu durum şanslı olduğumuz anlamına gelir,” dedi.

Alarm Belirtileri ve Erken Başvuru

Mide kanserinin alarm belirtilerini sıralayan Prof. Dr. Ergün, en önemli belirtinin istemsiz kilo kaybı olduğunu belirtti. “Kilo kaybı, iştah kaybı ve sebebi bilinmeyen kansızlık gibi durumlar, özellikle menopoz sonrası kadınlarda dikkat edilmesi gereken önemli işaretlerdir. Ayrıca, aniden ortaya çıkan mide şikayetleri, mide ağrısı veya şişkinlik gibi belirtiler de alarm verici olmalıdır,” diye uyardı.

Tanı Süreci ve Tedavi Yöntemleri

Mide kanserinin tanısı, endoskopik inceleme ile kesinleştirilmektedir. Prof. Dr. Ergün, “Endoskopi ile lezyonun derinliği hakkında bilgi edinilebilir. Kanserin yayılımını değerlendirmek için MR ve PET-CT gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır. Ayrıca, endoskopik ultrason ile midenin hangi katmanlarında tutulum olduğunu öğrenebiliriz,” dedi.

Erken evrelerde, cerrahi tedavi ön planda iken, hastalık daha ileri evrelere geçtiğinde sıcak kemoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler devreye girmektedir. “Erken tanıda 5 yıllık yaşam şansı %50-70 arasında değişirken, geç tanıda bu oran dramatik bir şekilde düşmektedir,” diye ekledi.

Korunma Yöntemleri ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Mide kanserinden korunmanın en etkili yollarından biri, sağlıklı yaşam tarzı benimsemektir. Prof. Dr. Ergün, “Akdeniz tipi beslenme, lifli gıdalar ve taze sebze-meyve tüketiminin artırılması gerekmektedir. Sigara ve alkol kullanımından kaçınılmalı ve aşırı baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Bu basit yaşam tarzı değişiklikleri ile mide kanseri riski önemli ölçüde azaltılabilir,” diye belirtti.

Sonuç olarak, Helicobacter pylori konusunda toplumun bilinçlendirilmesi ve enfeksiyonun kontrol altına alınması, gelecekte mide kanseri vakalarının artışını engelleyebilir. Erken tanı ve önleyici tedbirler, bu hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebilir.

Yorum yapın