IICEC Konferansı’nda Enerji ve Ekonomi Üzerine Kritik Değerlendirmeler

IICEC Konferansı’nda Enerji ve Ekonomi Üzerine Önemli Açıklamalar

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi’nin (IICEC) her yıl düzenlediği IICEC Konferansı bu yıl 24 Aralık’ta gerçekleştirildi. Konferansa onur konuğu olarak katılan T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘Ekonomik Büyüme ve Enerji: Geleceğin Ekonomisini Şekillendirmek’ temasıyla küresel ekonomik büyüme ve Türkiye’nin ekonomi politikalarına dair önemli bilgiler paylaştı. Bakan Şimşek, “Türkiye, küresel entegrasyon, yapısal dönüşüm ve enflasyon üzerinden daha verimli, daha rekabetçi bir ekonomiye kavuşacak” dedi.

Konferansa, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ile Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol da ev sahipliği yaptı.

Uzun Vadeli Büyümenin Önündeki Engeller

Bakan Mehmet Şimşek, küresel ekonomik büyüme ve Türkiye’nin ekonomi politikalarına dair stratejilerini paylaşırken, uzun vadede büyümeyi sınırlayan yapısal faktörlere dikkat çekti. Şimşek, “Son 30-40 yılda 5’er yıllık büyüme tahminlerine baktığımızda, şu anda büyüme tahminlerinin en düşük olduğu dönemlerden birindeyiz. Uzun vadeli küresel büyümenin önünde ciddi sorunlar var. Petrol ve doğalgaz fiyatlarını sınırlayacak en önemli etkenlerden biri de bu yapısal durumdur. Ticarette artan korumacılık da büyümenin önündeki önemli engellerden biridir. Mal ticaretinde karşılaştığımız sınırlamalar, hizmetler, yatırım ve finans alanlarına da sirayet etmeye başladı. IMF’nin yaptığı bir çalışmaya göre, bu şekilde devam ederse, Fransa ve Almanya’nın büyüklüğü kadar bir küresel kayıp söz konusu. Çünkü ticaret, büyümenin motorudur ve bu motorlardan biri artık eskisi gibi çalışmıyor. Önemli bir motor olan Amerika’da seçim öncesindeki taahhütlerin hayata geçirilmesi durumunda, küresel ekonomiyi ve gelişmekte olan ülkeleri zor bir senaryo bekliyor” ifadelerini kullandı.

Beşeri Sermaye ve İnovasyon Yatırımları

Türkiye’nin bu olumsuz senaryodan en az etkilenecek ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Mehmet Şimşek, “Dünyada olup bitenler elbette bizi etkileyecek ama nispeten az etkileneceğiz. Dünya genelinde bölgesel entegrasyonun önemi artacak. Lojistik üsleri de önem kazanacak. Türkiye bu konuda avantajlı bir konumda çünkü coğrafi olarak dünyanın merkezindeyiz. Uzun vadeli stratejimizin önemli bir bileşeni bölgesel entegrasyon olacak. Türkiye, harekete geçirilebilecek büyük bir potansiyele sahip. Önümüzdeki dönemde önemli adımlar atarak, reformlar yapıp, özellikle kadınların işgücüne katılım oranını artıracağız. Türkiye, gelişmekte olan ülkeler ortalamasına göre yapay zeka hazırlık endeksinde iyi bir konumda. Beşeri sermaye yatırımlarına daha fazla odaklanacak, inovasyon ekosistemini güçlendirecek ve dijital altyapıya yatırım yapacağız. Türkiye, küresel entegrasyon, yapısal dönüşüm ve enflasyon aracılığıyla daha verimli ve rekabetçi bir ekonomi yaratacak” dedi.

Enerji, Ekonomik ve Sosyal Gelişimin Temel Taşı

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, “2024 yılı, jeopolitik gelişmeler, enerji arz güvenliğini sağlama çabaları, iklim krizinin etkileri ve temiz enerji teknolojilerinin dinamikleri açısından önemli başlıkları gündeme getiriyor. Türkiye, enerji stratejileri, yatırımları ve gelişen piyasalarıyla Avrupa’nın en büyük ve dünyanın en dinamik enerji sektörlerinden biri haline gelmiştir” dedi.

Petrol ve Doğalgaz Piyasalarında Beklentiler

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol ise, konuşmasında petrol ve doğalgaz fiyatlarının geleceği, dünya enerji sektöründeki dönüşüm ve enerji ticaretindeki rekabet üzerine önemli bilgiler verdi. Birol, “Ortadoğu’daki siyasi gerginliklere rağmen petrol fiyatları 70 dolar civarında seyrediyor. Petrol talebindeki büyüme, geçmişe kıyasla daha zayıf. 15 ay önce, Uluslararası Enerji Ajansı olarak 2024 yılı için dünya petrol talebindeki artışı 1 milyon varil olarak öngörmüştük ki bu oldukça düşük bir rakam. Enerji piyasalarını anlamak için özellikle Çin’e odaklanmalıyız. Son 10 yılda dünya petrol talebindeki artışın yüzde 60’tan fazlası Çin’den kaynaklanıyordu. Ancak Çin ekonomisinin büyüme hızı gerilediği için bu durum, petrol talebini de olumsuz etkiledi. Elektrikli otomobillerin yükselişi, petrol talebindeki düşüşün bir başka sebebi. Günümüzde dünya genelinde satılan her dört otomobilden biri elektrikli. Bu oranın giderek artması, petrol talebindeki büyümeyi önemli ölçüde yavaşlatıyor. Ayrıca, ABD, Kanada, Brezilya ve Guyana’nın petrol üretimi artışı, dünya genelindeki toplam petrol üretim artışını geride bırakmış durumda. Önümüzdeki yıl petrol piyasalarının fiyat açısından daha rahat bir dönem geçirmesini bekliyoruz” diye belirtti.

Elektrik Talebindeki Artış ve Gelecek Beklentileri

Fatih Birol, dünya enerji sektöründeki yapısal dönüşümle ilgili olarak, “Yeni bir çağ başlıyor: Elektrik çağı. Geçen 10 yılda enerji talebi büyüdü ama elektrik talebi bundan iki kat daha fazla büyüme gösterdi. Gelecek 10 yılda ise elektrik talebinin enerji talebinden 6 kat daha fazla artacağı öngörülüyor. Elektrik kullanımı artıyor; bunun nedenleri arasında klima kullanımındaki artış, elektrikli otomobillerin yükselişi ve yapay zeka ile veri merkezlerinin elektrik ihtiyacı sayılabilir” dedi. Birol, ayrıca Avrupa ile Türkiye arasında iş birliği fırsatlarının doğacağını öngördü ve “2025’te Avrupa’da ‘Temiz Enerji Mutabakatı’ açıklanacak. Bu, Avrupa’nın yarının ekonomisindeki rolünü belirleyecek ve Türkiye için bir iş birliği fırsatı sunacak” diye ekledi.

Enerji Dönüşümü ve Sürdürülebilir Ekonomi

Konferans kapsamında, Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler’in moderatörlüğündeki panelde; T.C. Dışişleri Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Elçi Zeynep Savaş, JP Morgan Chase Bank Genel Müdürü Mustafa Bağrıaçık, ING Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Denetim Komitesi Başkanı Semra Kuran ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Ülke Başkan Vekili Şule Kılıç’ın katılımı ile enerji politikalarının dünya ekonomilerindeki dönüşümdeki kritik rolü ele alındı. Zaimler, “Enerji dönüşümü, yalnızca daha temiz bir gelecek sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda daha güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomi modeli kurma şansı sunuyor. Yenilenebilir enerji yatırımları, dışa bağımlılığı azaltarak ekonomik büyümeye katkı sağlarken, Türkiye’nin jeopolitik konumunu enerji koridorları açısından stratejik bir merkez haline getiriyor” dedi.

Uluslararası İş Birliğinin Önemi

T.C. Dışişleri Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Elçi Zeynep Savaş, enerji politikalarının iklim değişikliği ile mücadele bağlamında da önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı ve “Enerji güvenliği, artık refahımızın yanı sıra milli güvenliğimizi de ilgilendiren stratejik bir konu haline geldi. Hedeflere ulaşabilmek için uluslararası iş birliği zorunluluk” dedi.

Finans Sektörünün Rolü

ING Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Denetim Komitesi Başkanı Semra Kuran, enerji dönüşümünün stratejik bir fırsata dönüşebileceğini belirtti ve “Bütün paydaşların ve sektörlerin ortak hedefe doğru ilerlemesi kritik. Finans sektörü, bu dönüşümde katalizör görevi üstlenebilir. Yenilikçi finansman modelleri ile sürdürülebilir değer yaratan projelere yönlendirmeliyiz” dedi. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Ülke Başkan Vekili Şule Kılıç ise, “Yeşil dönüşüme ivme kazandıracak projelere finansman sağlıyor ve teknik destek veriyoruz. Sürdürülebilir finansman mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yorum yapın